Her şey Deniz ve Marat'ın (doğduğu yer: Rusya) 2008 yılının başında bir partiye müzik yapmak üzere davet edilip - bir sendikanın yılbaşı partisiydi - oradan para yerine çiçek alarak ayrılmaları, ve en azından o akşam eve ekmek götürmek için kendilerini sokağa atmalarıyla başladı. Yaklaşık yarım saat sokakta müzik yaptılar. Topladıkları parayla eve ekmek götürmekle kalmayıp, kendilerine de bir restoranda bir güzel ziyafet çektiler. Parti için nasılsa prova yapmışlardi, ertesi hafta tekrar yollara döküldüler. Deniz ömründe ilk kez Uzun ince bir yoldayim, Odam kirec tutmuyor’u söyledi, kliplerin çekildiği o gün.
Repertuvarlarında yüzde 50 Ingilizce, yüzde 30 Ispanyolca, yüzde 20 Türkçe parça vardı. Alman izleyiciler bile en çok Türkçe parçalarda durup dinlemeye başlayınca, repertuvar yeniden oluşturuldu; bu durum zamanla yüzde 80 Türkçe, yüzde 20 Ingilizce ve Ispanyolca haline geldi. Türkce parçaları Marat bilemediği için, Deniz durumu kontrol altına aldı, ona bütün akorları ögretti.
Birkaç ay sonra Daniel (doğduğu yer: Almanya) bass-trombonuyla katıldı Deniz ve Marat'ın sokak konserlerine, üclü olarak, kendilerine „Rotsuchttrio“ (kırmızıya tutkun üçlü) adını verdiler. Haliyle iki delikanli arada bir rap yapma heveslerini de gideriyorlardı. Yine birkaç ay sonra, 1 Mayis 2009'da Güldeste, Deniz'in yeğeni olur, semester tatilinde geldiğinde "hadi ben de bir çalayım" diye onlara katıldı. Peter de (doğduğu yer: Italya) aynı gün "yoldan geçerken, öylesine bir uğrarım" demişmiş bir gün önce, konserin ortasında katıldı gruba, o gün büyük kalabalıklar önünde şarkılar söylendi. O kadar büyük beğeni toplayınca, ertesi günü de boş durmadılar haliyle. Daha önceden birlikte bir prova olayı gerçekleşmeden o konserler oldu, herkes doğaçlama gücünü kullandı. Güldeste parçaları melodileriyle süsleyerek, büyük bir eksikliği giderdi. Peter de güçlü percussionuyla Deniz’i acemice cajon’a vurmaktan kurtardı.
Yeni gruba kırmızı tutkunluğundan yola çıkılarak Alyuvar adı kondu. Hepsi de Türkçe ve Balkan kökenli parçalara hayran oldukları için, repertuvar daha da genişledi, ama erkek üyelerin hiç biri de Türkce şarkıları tanımadıkları icin, Deniz ve Güldeste kaş, göz, el ve ayak hareketleriyle durumu idare ediyorlardı. Sokak konserleriyle birlikte Cafe'lerde konser verme teklifleri de arttı.
Ağustos 2009'da Alyuvar Olympos gezisine gitti cümbür cemaat. Gezi dönüşü Yeşiller (Die Grünen /Bündnis90) partisinin seçim kampanyasındaki bütün partilerde çalıp, Türkçe ağırlıklı parçalarla Alman dinleyicileri coşturdular (Myspace’deki konser kayıtları).
Eylül 2009'da Güldeste'nin de seçim kampanyası konserlerine katılmak üzere geldiğinde, bir stüdyoya kapanıp, ilk demolarını tonmeister bir arkadaşları sayesinde yaptılar. Konserlerde cd'ler kapış kapış gitti. Myspace'de Alyuvar için bir sayfa açtılar. Bundan üç hafta önce değerli genç arkadaşlar Fatih Yavuz ve arkadaşı Fatih Esat bu fan sayfasını açtılar Alyuvar icin. Şu anda yine herkes konser¬vatuvarlarina dağıldı, zira herkes kendi klasik ögrenimiyle ugraşıyor, bir dahaki semester tatilinde yine görüşmek üzere...
Türkçe parçaları çalıp söylemenin Güldeste ve Deniz’in vatan özlemini gidermelerinde çok faydası var; Almanlara inadına Türkce dinletmek de ayrı bir zevk tabi. Grubun tüm erkek elemanlarına minnet¬tarlıklarını belirtmek istiyorlar bu vesileyle. Vielen Dank Daniel, vielen Dank Marat, vielen Dank Peter.
Fatih ve Fatih’e ayrıca sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz, bizi sizlerle yakınlaştırdıkları için.
Ve tabi ki, siz sevgili arkadaşlarımıza, dinleyicilerimize tatlı sözlerinizden, desteğinizden ötürü en içten sadakatimizi, sevgilerimizi iletiyoruz buradan.
Anlaşılan o ki, bir Istanbul-Beyoglu yolu göründü bizlere ufaktan ufaktan…
ALYUVAR
Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.
Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Orhan Veli Kanık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder