3 Kasım 2009 Salı

Atatürk’ü tanır mısın ?

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü gözden düşürmek amacıyla her yolun mubah sayıldığı günleri yaşamaktayız. Yüreğinde bu insana karşı özel bir sevgi ve saygı besleyen biri olarak bir anımı paylaşmak istedim. Demeyin bana yaşın kaç ki senin Atatürk anın olsun.

1963 yılında bir akşam Münih kentinin ünlü birahanesinde, Hofbräuhaus’da (doğru yazamamış olabilirim) bir yandan biramızı içiyoruz, bir yandan Alman şarklıları dinliyoruz. Kocaman yuvarlak bir masanın etrafında on iki kişiyiz. Yanımdaki ABD’li asker ve benim dışımda herkes Alman. İçtikçe içiyorlar, coştukça coşuyorlar. Arada kol kola giriyor ve sallana, sallana şarkılara iştirak ediyoruz. İçkiye alışık olmayan biri olarak kupadaki biramı zorla bitiriyorum. Önüme bir tane daha geliyor. İstemediğimi anlatan işaretler yapıp “Nein danke” diyorum. Şişman kadın dinlemiyor, bira kupasını bırakıp gidiyor.

Karşımda dinç ama yaşlı bir Alman var. İçmemi istiyor, israr ediyor ve yanımdaki ABD askerinin tercümanlığı sayesinde aramızda şu unutulmaz konuşma geçiyor:

-Ne duruyorsun içsene !
-İçemem, birincisini zor bitirdim
-Ne demek içemem bak ben on ikinciyi içiyorum
-İçemem, bunu da içersem ölürüm.
-Sen nerelisin ?
-Türk’üm
-Atatürk’ü tanır mısın ?
-Tanımamam mümkün mü ?
-Baksana bana. Ben Çanakkale’de çarpıştım. O’nun yanında. Onun kim olduğunu bilirim. Sonradan hakkında çok şey öğrendim. O adamın hatırı için içeceksin. Ölürüm diyorsun ya, ölsen ne olur ? O adam için ölsen ne olur ?

Bu bir hikâye değildir. Ayniyle vakidir. İster inanın, ister inanmayın."

http://burasibenimyuregim.blogspot.com/ adan bu haberi almış olup, kendisine teşekkür ediyorum..

1 yorum:

  1. Bu anekdotu buraya taşıdığın için ben de sana teşekkür ederim.

    YanıtlaSil