31 Ağustos 2008 Pazar

Iced Earth "The Crucible Of Man-Something Wicked Part II"

Iced Earth ün bu albümünü 3 gündür dinliyorum ilk giriş şarkısıyla mükemmel bir izlenim bıraktı ama zaten 1998'de “Something Wicked This Way Comes” albümü “Something Wicked Saga” adlı hikayeyle başlayan ve 2007'de “Framing Armageddon – Something Wicked Part I.” ile devam eden serüven hem Iced Earth fanları için hem de grup elemanları için çok heyacan verici olan bu albümün asıl özelliği bu hikayenin devamı olmasıdır..

Albümdeki parçalar gerçekten güçlü ve bir okadar da dokunaklı, dinlerken bir yerlere götürüyor. Dinlerken hiç yormadan kendini hissettiren, arada yavaş da olsa, aralarında farklılıkların olduğunu hissetmek tek düzelikten uzak şarkıları ve grubun müzikal açıdan çeşitliğini ve yaratıcığılını anlamak demektir.

Grubun mainman'i olan Jon Schaffer bu albümü yaparken eşi benzeri olmayan bir metal albümü yapmaya çalışmış ve başarmış. Grup ile Jon Schaffer, albüm kısa zamanda bittikten sonra şöyle bir açıklama yapmışlar "hayvani bir yiğitlik içeren bir hikaye oluşturduk" : ) . En çok beğendiklerim arasında The Dimension Guantlet, Crucify The King, Something Wicked en çok öne çıkanlardan ama albümün tüm şarkıları hergün aynı tazelikte dinleyebilirim.. Şarkı sıralaması ise şöyle...

1. In Sacred Flames
2. Behold the Wicked Child
3. Minions of the Watch
4. The Revealing
5. A Gift Or A Curse?
6. Crown of the Fallen
7. The Dimension Gauntlet
8. I Walk Alone
9. Harbinger of Fate
10. Crucify the King
11. Sacrificial Kingdoms
12. Something Wicked (Part 3)
13. Divide Devour
14. Come What May
15. Epilogue
http://www.icedearth.com/

28 Ağustos 2008 Perşembe

Konser

...Ve konser sezonu nihayet açıldı! 13 Eylül 2008 Cumartesi günü gerçekleşmesi planlanan konsere giriş 10 ytl ve saat 19:00'da. Mekan ise Kemancı Rock Bar. Aşağıda da çıkacak gruplar yer almakta;

Urban Grey www.myspace.com/urbanpower
UÇK Grind www.myspace.com/uckgrind
Nitro www.myspace.com/nitrotr

+18

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Lord Belial, The Black Curse albümüyle geliyor!

İsveçli Black Metal topluluğu Lord Belial, 8. stüdyo albümleri The Black Curse ile piyasalara hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Gelecek ay piyasalarda olacak olan albüm, Regain Records etiketi ile yayınlanacak. Aşağıda da görmüş olduğunuz üzere parça listesi mevcut;

1.Pazuzu - Lord of Fevers and Plague
2.Trumpets of Doom
3.Sworn
4.Inexorable Retribution
5.Antichrist Reborn
6.Primordial Incantation
7.Devilish Enlightenment
8.Ascension of Lilith
9.Unorthodox Catharsis
10.Soulgate

26 Ağustos 2008 Salı

Judas Priest Türkiye Konseri

Geç kalınmış fotoğraflar biliyorum... Ancak ulaştı elimize. Umarım beğenirsiniz. Fotoğrafların tümü Ogoktar arkadaşımıza aittir. Kendini heba etti bunları çekebilmek için. Kutluyoruz kendisini. Bütün fotoğraflar için yazının devamına tıklayabilirsiniz.


İşte bu şahısta üniversiteden arkadaşım Onur. Kendisine gıpta ile bakıyorum Judas Priest'i izlediği için. Okul bitti rahatsın tabi,eller cepte ohhhhhhhhh...

Black Tooth Radyo Odtü Rockare Programı'nda

Black Tooth, 28 Ağustos Perşembe günü 20:00'da Radyo ODTÜ'de Rockare'ye konuk olacak. Radyo ODTÜ'yü netten dinleyemek için ise http://www.radyoodtu.com.tr/ 'ye girebilirsiniz.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Hypocrite Project Röportajı

Hypocrite Project hakkında yakın zamanda bir tanıtım yazısı yayınlamıştık sitemizde. Şimdi Barış'la çok sıcak bir söyleşi gerçekleştirdik. Müzik hakkındaki fikirleri ve amaçları gerçekten çok etkiledi beni. Sanırım okuyunca beni anlayacaksınız. Daha fazla uzatmadan röportaja geçelim.

Mesnet’zine - Yeni çalışmandan dolayı kutluyorum ve nasıl çabaladığını, neler yaptığını öğrenmek istiyorum.
Barış(Hypocrite) - Teşekkür ederim. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım. Başarı olabildiysem,birkaç kişi bile albümü indirip beğendiyse ne mutlu bana…

M - Kayıt hakkında biraz bizleri bilgilendirir misin?
B - Biraz kayıt öncesine gidelim isterseniz. Yaklaşık 2 sene öncesinde Hypocrite Project için çalışmalara başladım. O zamanlar Uşak’ta yaşıyordum. The Exit’la müzik yapıyordum, Exit’in yeri çok farklıdır bende ama Exit’la dinlediğim ve istediğim müziği yapamadım.

Malumunuz ‘Uşak’ta hadi grup kuralım!’ çok zor bir şey. Çoğu yerde olduğu gibi piyasada ya adam olmayan süper müzisyenler var yada adam olan kötü müzisyenler. İçimde hep bir ukde vardı, gümbür gümbür baslar eşliğinde agresif ve dağınık davullar, klavye, brutal vokaller vs... Velhasıl; Asıl amacım ‘yapmak istediğim müziği yapmak’ oldu Hypocrite Project’in temelinde…

Sorunuza gelelim şimdi…

Kayıt; İzmir Negatif Kayıt Stüdyolarında Ant Balcı’nın prodüktörlüğünde yapıldı. Kanal kayıt tekniğini kullanarak 3 günde tamamladık. Mixaj ve mastering işlemlerinde stüdyoda bulanamadım, ancak Ant abiyle internetten paslaşarak albümü 2 haftada şu an dinlediğimiz hale getirdik.

M - Şu an öğretmen olarak hayatını kazanıyorsun. Bize neler söyleyebilirsin? Çalışmalarını hangi yönde etkiliyor? (iyi ve kötü anlamda)
B - Evet, Ardahanda öğretmenim. Şunu söylemeliyim. Öğretmenliğe başlamadan önce hep öğretmenlik yapmayıp müzikten para kazanmanın! hayalini kuruyordum. Ancak yanlış düşündüğümü mesleğimi yapmaya başlayınca anladım. Bir kişiyi hayata hazırlamak ve bunu ilerleyen zamanda görmek kadar insana keyif ve huzur veren başka meslek yoktur. Ayrıca Ardahan bana hayatı öğretti ve hala da öğretiyor. Müzikal manada da çok şey kazandım. Ege’den Doğu Anadoluya… Farkı bir kültür sonuçta. Düşünün bir şarkıyı evde pc başında yazmak mı daha keyifli-verimlidir yoksa -50 derece soğukta, puslu bir havada, dağların yüceliğini görerek mi? Bir Metalci için 2. şıkkı seçiyorum :D

M - Hayata bakış açın nedir? Bunlar ne derecede parçalarına yansıyor? Karanlık bir yapı hakim, hem kapak çalışması, hem altyapı olarak.
B - Hayata hep sorgulayarak baktım. Gerçeği bulabilmek için hep sorguladım bu güne kadar. Bu sorgulama parçalara direk yansıyor. Dini sorgulama, Dini lider olarak görülenleri! sorgulama, siyaseti sorgulama, insanları sorgulama… Karanlık yapının sebebi de yaşadığım yerin güneşsiz-soğuk bir yer olmasıdır belki…

Albüm kapağı sonu belli olmayan bir gidişi anlatıyor. Benim gidişimi…

9 şarkılık albümü şöyle özetleyebilirim. İntro soru işaretleri ile doludur. 2.- 8. şarkılarda yukarda bahsettiğim konular sorgulanır. 9. şarkıda da azim-sebat ve kararlılıktan bahseder.

M - Hep sorulur ve bende sormak istiyorum… Gelecekteki planların nedir? Hangi noktaya ulaşmak istiyorsun?
B - Ben müzik yapmaya devam edeceğim. Beğenilsin-beğenilmesin, dinlensin-dinlenmesin… Müzik benim kendimi ifade etmemi sağlayan tek şey. Çünkü çoğu zaman günlük hayatta kendimi tam manasıyla ifade edememişimdir.

Hypocrite Project’i hiçbir zaman grup olayına döndürmeyi düşünmüyorum. Onun yeri çok ayrı. Ayrıca şunu söylemeliyim ki; dünya üzerinde iyi müzik diye bir şey yoktur. Çünkü o müzikten daha iyi bir müzik hep vardır. Zaten ‘iyi’lik te görecelidir. Bir müzik bana göre çok iyi-teknikken başka birine göre gürültüden ibaret olabilir. Bu yüzden müzikte ulaşılması gereken bir ‘nokta’ olduğunu düşünmüyorum.

Ancak bir gün sağlam bir kayıt grubu kurup ya da bir gruba dahil olup davul çalmayı da çok istiyorum.

M - The Exit şu aralar ne alemde? Zaman bulabiliyor musun?
B - Keşke tek problem zaman olsa. Exit şuan için dağılmadı, ancak ciddi manada duraksadı. Gruptan gitaristimiz ayrılmak zorunda kaldı, ve melihle 2 kişi kaldık. Şuan benim yılın büyük bölümü Ardahanda olmam ve melihin bazı özel sebepleri yüzünden Exit’ geçici olarak servis dışı kalmış durumda.

M - Nelerden hoşlanırsın müzik olarak? Bunları kendi müziğine bulaştırır mısın, yoksa “ben kendi yolumdayım beni etkilemez hiçbir zaman”mı diyorsun?
B - İşte beklediğim soru :D Hoşlandığım belli bir tarz yok. Olamaz da. İnsan sadece su içerek, sadece ekmek yiyerek yada sadece yemek yiyerek yaşayabilir mi? Hepsi gerekli…Türkü de dinlerim- etnik müzik te- metal de…

Beni derinden etkileyen 3-4 grup var. Opeth- Iron Maiden- Sepultura- Dimmu Borgır... Hepsi ayrı tarzlarda… Ama işte bu grupların şarkılarını dinlerken bu dünyadan soyutlanıyorum…

Müziğe bulaştırma konusuna gelirsek, dünya üzerinde hiçbir müzisyen yoktur ki bir müzisyenden etkinlenmesin… Bende doğal olarak bir sürü müzik ve müzisyenden etkileniyorum. Bestelerimi ilk önce eşime dinletirim. Bu albümdeki birkaç şarkıda; ‘şuradaki davullar Sepulturada yokmu?’, ‘ şu gitarlar Opethimsi sanki’ gibi dedi… Bende ‘ne mutlu bana dedim’. Çünkü bunları istemli olarak yapmamıştım ve Opeth-Sepultura gibi grupları özümseyebilmiştim.

M - Bundan sonraki yaptığın her şeyde başarılar diliyorum. Bu ufak söyleşimize katıldığın için çok teşekkürler. Mesnet Fanzin okuyucularına son olarak ne söylemek istersin?
B - Çok keyifli bir söyleşi oldu. Teşekkür ederim… Albümü indirin diyorum. Bırakın Albüm çıkarıp satmayı, Demo basmaya bile imkanların yetersiz olduğu ülkemizde amatör kişilerin albümlerini indirip dinlemeyi ihmal etmeyin. ‘İndirilme sayısı’ bile o insanları daha iyi müzik yapmaya sevkedecektir.(Mesnet’zine – Sana katılmamak elde değil Barış…)

Sevgiyle kalın..

Albümü indirmek için : http://rapidshare.com/files/138327805/A.rar
Hypocrite Project hakkındaki diğer yazılar için : http://mesnetfanzin.blogspot.com/2008/08/hypocrite-project.html

www.myspace.com/hypocriteproject

hypocrite.666@hotmail.com

Chaos Magazine'den Compilation Cd Başvuru Olanağı

Postmodern, neoklasik, sürreal, marjinal, extreme, underground, ultraviole, antiperspirant Rock & Metal dergisi Chaos, 7. sayısında verilecek olan Compilation Cd'de yer almak isteyen grupların başvurularını bekliyor. Basit prosedürleri öğrenmek için Chaos Magazine iletişim hattı;

info@chaosmagazine.net (Mail)
http://www.myspace.com/chaosmagazinetr (Web)

Biraz acele edin çünkü son başvurular 10 Eylül tarihine kadar geçerli.

Eren Kömürlü'nün albümü ön satışta!

Eren Kömürlü'nün resmi Myspace'inde yaptığı açıklama aşağıdaki gibidir;
İsveçli Salute Records tarafından basılacak,Japonya'dan Amerika'ya,İsveç'ten Fransa'ya yurtdışında birçok ülkeye ulaşacak olan albümümüzün ön satışları başlamıştır.

Ön satış fiyatı yalnızca 10 ytl dir.Albümü satın almak için bana ulaşabilirsiniz.Geniş bir ağa sahip olacak Türkiye dağıtımı da Eylül'ün 3.veya 4.haftası yapılacaktır.

Benim de yer aldığı Amerikan Shreadguy Records'un yayınladığı shredder guitarist comp. albümünü satın almak için de bana ulaşabilirsiniz bu albümden bir kar almıyorum fiyatı 12 dolardır.

Eren Kömürlü

SteelHeart'dan yeni albüm: ''Good 2B Live''

90'lı yılların gelmiş geçmiş en güzel, en oktavlı seslerinden Miljenko Matijevic'in önderliğindeki SteelHeart, Eylül ayında yeni bir albüm piyasalara sürüyor; "Good 2B Alive"!

Her ne kadar müzik & giyim tarzında değişiklikler yapsa da, SteelHeart'ın bu albümünü merakla bekliyoruz.

Ayrıca bu çıkacak yeni albümden birkaç şarkı da resmi myspacelerinde mevcut. Ahanda myspace sayfası; http://www.myspace.com/steelheart2

24 Ağustos 2008 Pazar

Thrash devleri Destruction'ın yeni albümü: D.E.V.O.L.U.T.I.O.N.

Alman Thrash Metal topluluğu Destruction, 10. stüdyo çalışmaları D.E.V.O.L.U.T.I.O.N.'ı 29 Ağustos tarihinden itibaren piyasalara sunuyor. Ayrıca grubun turne detaylarını resmi web sitesi olan http://www.destruction.de/ 'den öğrenebilirsiniz.

1. Devolution
2. Elevator to Hell
3. Vicious Circle - the Seven Deadly Sins
4. Offenders of the Throne
5. Last Desperate Scream
6. Urge (the Greed of Gain)
7. The Violation of Morality
8. Inner Indulgence
9. Odyssey of Frustration
10. No One Shall Survive

Blodsband'den demo: Intolerans

İsveçli Blodsband, Intolerans adındaki demolarını geçen günlerde yayınladılar. Parçalardan'' Del II '' myspace sayfalarında yayınlanmakta;
http://www.myspace.com/blodsbandswe

1. Del I
2. Mellanspel
3. Del II

“Bir Şeyler Söylemek” Üzerine…

Kabul etmeliyim ki öyle bazıları gibi müzik profesörü falan değilim. Naçizane görüşlerimi paylaşmak istedim Türk rock piyasası hakkında.

Şu zamanda birçok grup kendini gösteriyor. İnternet sağ olsun müzikle uğraşan insanların can simidi oldu. Bilhassa sözüm ona “amatör” müzisyenler çalışmalarını sunmakta ve hemen karşılık bulmaktadır. Önüne gelen herkeste bunu yapmaktadır. Müzisyen olsun olmasın… Bunlara herhangi bir lafım yok, olamaz da zaten. Bar grubu diye bir tabir vardır. Bu grupları gücendirmek yerin dibine batırmak niyetinde değilim. Tam tersine bu herifler çok sağlam çalarlar ve kavır harika yaparlar. Ancak şu ara o kadar çok cıngır cıngır çalan grup varki… Lise toplulukları gibi. Ya da öyle bir hava yaratılmak isteniyor. Benim gözümde “zengin çocuğu” izlenimi yaratıyorlar. Bu bar grubu havalarında ki tipler acı çekermiş gibi şarkılar söylemekte, ancak biz marjinaliz demekteler ve nasılsa paraları her şeye yeter ve her yerde konser verirler. Bir patlama oldu sanki son senelerde. Bu acı çeker vokali Duman’la başladı sanırım. Ardından herkes anlaşılmaz sözlerle daldı olaya. En azından Duman’ın sözler bakımından böyle bir kepazeliği yok, aksine akıllıca ve muhalif sözler içerir.

Tamam rock müzik yapıyoruz, belirli bir kalıp olmamalı, ama bu yaptıkları nedir böyle. Anlamak mümkün değil. Ben onlara “marjinalaskop arabesk” diyorum. Tamam saçmaladım, bunu ifade etmek çok zor ama, bana da hak verin. Malt grubunu çok takdir ederim bu yönden. Türkçe sözler nasıl yazılır, nasıl söylenir… Genç Türkçe sözlü rock gruplarına ders niteliğinde.

Eminim ki çok sağlam gruplar var ve çoğuyla internette karşılaşıyorum. Aralarında kaynamaları en kötü durum sanırım. Bunun en büyük suçlusu da biz dinleyiciler… Her şey elimizin altında, eskisi gibi müziğe ulaşmak zor değil. Aksine çok çok çok kolay. Ancak yine de en sağlamını bulup yer yüzüne çıkarmak yerine, bir şekilde yeryüzüne çıkmış (para gücü, çevre gücü, popo yalama gücü sayesinde) grupları daha da üstlere çıkarıyoruz. Amacım “yanlışsınız hepiniz ben doğruyum” demek değil inanınki. Herhangi bir çözüm arayaşında da değilim.

Önemli olan söyleyecek sözü olmak, kavga etmeden, hırslara kapılmadan düşündüklerini paylaşmaktır. Eminim söyleyecek sözü olan gruplar en samimi halleriyle karşımızda daha fazla olurlar. Bizlerde bu sayfalardan sizlere aktarır, tanıtmaya çalışırız.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Hypocrite Project

Memleketimizde pekte alışılagelmiş bir durum değildir tek kişilik proje. Heleki bu şekilde... Gayet başarılı bulduğum bu çalışmaları yapan Barış Karabay'ın ismini ilk kez Uşak Rock Fest. organizasyonunda duymuştum. Yakında bir de röportaj gerçekleştireceğim Barış'ın  Hypocrite Project ve bu proje hakkındaki bilgileri kendi kaleminden okuyalım.

"Hypocrite Project; 2007 yılında Barış Karabay tarafindan hayata geçirildi. 3 şarkıdan oluşan ilk demo çalışması 'Hypocrite' i İzmir Negative Stüdyoları' nda kaydetti. 5 saatlik emeğin ürünü ve oldukça amatörce olan kayit , belkide tüm enstrumanlarin, sarki sözlerinin, vokallerin, düzenlemelerin tek kisiye ait olmasindan, ve tum enstrumanlarin canli kaydedilmesinden dolayi, bircok web sitesi ve fanzinlerden olumlu yorumlar aldi. Demodan 5 ay sonra 'T.M.R' isimli single yayınlandı.

Demolardan sonra yaklasik 1 sene süren albüm calismalarina baslayan H.P, 2008 agustos'ta 'A' adli albümünü internet üzerinden yayınladı.

Hypocrite Project'te sarkilarda islenen genel tema, din-felsefe ve insandir. Ancak cogu metal gruplarinin aksine, dine saldirmak, yakip yikmak yerine, dinin yanlis yorumlanmasi, yanlis kisilerin yanlis isler yapmasi, cennet-cehennem gibi temalar H.P şarkılarında islenmektedir.

Muzigin surekli gelisen birsey olduguna, ve iyi muzikten daha iyi bir muzik olduguna, bundan dolayi iyi muzik diye birsey olmadigina inandigim icin H.P olarak yorumlariniza cok deger veriyorum. Lutfen 'A' hakkindaki yorumlarinizi myspace'deki mesaj kismindan yada mail (hypocrite.666@hotmail.com) olarak lutfen bana ulastirin. Mümkün olduğunca mesajlariniz cevapsiz kalmayacaktir.

Bu projenin bu hale gelmesinde buyuk destegi olan hayat arkadasima sonsuz sevgilerimi ve tesekkurlerimi sunarim... Metalsiz kalmayın!"

www.myspace.com/hypocriteproject
hypocrite.666@hotmail.com

Albümü indirmek için : http://rapidshare.com/files/138327805/A.rar

17 Ağustos 2008 Pazar

Turkish Cowboys - Grup Vitamin

Grup Vitamin'in Aşkın gözyaşları albümünden çektiği klip. Yanlış hatırlamıyorsam 1993 senesi olmalıydı.. Tabi ben baya küçük olduğum için o yıllarda doğrusunu bilen varsa yazması rica olunur :) O zamanlar bu klip çıksın diye beklerdim tv başında. O döneme göre baya ilgi çekici bi klipti. Aslına bakarsanız o dönemin tüm klipleri ilgi çekiciydi. Neyse izleyin biraz nostaji, biraz tebessüm yada bol kahkaha yorum sizin :)


15 Ağustos 2008 Cuma

Almora - Kıyamet Senfonisi

Almora yeni albümü "Kıyamet Senfonisi" ni sessiz sedasız çıkardı. Gerçi biz haberini yayınlamakta baya bir geç kaldık :) Eznora müzik tarafından yayınlanan yeni kayıtta güzel parçalar bulunmakta. Kapak tasarımını çok başarılı buldum. Heleki diğer kapakları düşününce...

Albümdeki parçaların tanıtımlarını dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

14 Ağustos 2008 Perşembe

BİR EFSANEYİ YAŞAMAK

Tarih 13/07/2008; yer Kuruçeşme Arena ....
Toplandık arkadaşlarla aldık biraları içtik, içeri girdik, heyecanla beklioruz..
Saatlerimiz 21:10 u gösteriodu ki rob un sesini duyduk.. Yaklaşık 1,5 saat sürecek olan konser başlamıştı.. Evet grup elemanları yaşlanmıştı, biz genç hallerini göremedik, ama 20 lik delikanlı gibiydiler hepsi de.. Performans süperdi. Rob un sesinde bence hiçbir sorun yoktu(yaşlandı sesi de zayıfladı diye dedikodular vardı da:))), özelliklede painkiller ve sinner söylediğinde gerçekten rob un o güçlü sesini boğazı inletti... Sanırım konserdeki en büyük şov hell bent for leather çaldığında rob un sahneye motosikletle çıkmasıydı( ben hep nezaman motosiklette ne zaman çıkcaklar die bekledim) painkiller çalıp kalabalığı çoşturup gittler önce nereye gittiler diye kendi kendime sorarken bir anda duyduğum motosiklet sesiyle beklediğim an geldi işte dedim.. Bu arada Scott konser boyunca bagetleri sürekli havaya attı attı tuttu, bi ara sadece onun hareketlerini izler buldum kendimi..Ve konserin son bölümünde Rob elinde Türk Bayrağı ile çıktı sahneye herkese aynı anda ' lalalala ' gibi şeyler söyletti.. çok eğlendim açıkcası.. bu arada hatırladığım kadarıyla çalınan parçalar;
angel, painkiller, sinner, eat me alive, the hellion, you've got another thing comin, breaking the law, prophecy,metal gods..
Judas Priest Türkiye 'de tarih yazdı ben de şahit oldum:))

Queensryche - Revolution Calling

Queensryche'ın bu kadar mesajlar içeren, lafı koyan, gerektiğinde siyasi görüşünü yansıtmaktan çekinmeyen bir grup olduğunu bilmiyordum. Ayıpladım kendimi. Bu klibi izlediğinizde bana hak vereceksiniz. Bakın seneler önce "babalar" nasıl bir klip çekmişler.

(Hüseyin arkadaşıma selamlarımı sunuyorum.)


Metallica - Death Magnetic

Metallica heyecanla beklenen yeni albümleri "Death Magnetic " in kayıtlarını tamamladı. Yakında çıkacak olan albümün internete düşen kısımlarını dinlediğimde memnun kaldığımı söylemeliyim. Tabi bir şey söylemek için henüz erken. Tamamını dinledikten sonra yorumlarımız yer alacaktır. Albüm parça listesi ve kayıt aşamalarını gösteren fotoğraflar aşağıda...

01.That Was Just Your Life
02.The End Of The Line
03Broken, Beat & Scarred
04.The Day That Never Comes
05.All Nightmare Long
06.Cyanide
07.The Unforgiven III
08.The Judas Kiss
09.Suicide & Redemption
10.My Apocalypse

























Necare - "Ruin" - Firebox Rec.

Amerikalı grup bundan önce Appasionata adlı demolarıyla giriş yaptılar.Ardından ilk albümleri olan Ruin çıktı.Sağlam müzikal altyapıları ve melodik stiliyle gerçekten dinlenesi bir grup.Bu arada grup iki kişiden oluşmakta...Promoda doom death yaptıkları yazılı ve bende buna katılıyorum.Yalnız bunun yanına bide melodik ekleselermiş güzel olurmuş.İlk parçada akustik gitar ve ardından gelen kemanla güzel bir sentez oluşturulmuş.9 parçada birbirinden güzel(1 tanesi intro).Yer yer sert yer yerde insanın tüylerini diken diken eden geçişler bulunuyor.Bu grup dinlenir...

Mar De Grises - "The Tatterdemalion Express" - Firebox Rec.

Çıkardıkları kayıtlarla dünyanın çeşitli yerlerindeki metal dergilerinden olumlu eleştiriler alan grup bence yeterince iyi bir çalışma sunmuşlar.Şili'den çıkan grup bundan sonra adından söz ettirecek gibi duruyor.Parça sözleri sanırım kendi dillerinde.Aklıma gelmişken albümde 7 parça bulunuyor ve bi kaçı baya uzun.Bu grupta doom-death gibi bir tarz icra etmekte.Şu sıralar pek çok bu tarzda grup çıkıyor ama bu hoşuma gitti...

Devanic - "Mask Installed

Herşeyden önce grubun kuruluşundan ve gelişim aşamasından bahsedelim.Grup Avustralyalı ve Nick Vuckovic,Andy Danzer tarafından kurulmuş.Bir kaç eleman arayışından sonra şu hali almış: Andy Danzer(Vokal),Nick Vuckovic(Gitar),Chirstian Novak(gitar),Peter Knall(bas),Michael Pawlowitsch(Davul).Melodik death çevresinde dönen bir müzikleri var.Tanınmış herhangi bir grupla karşılaştıramayacğım,çünkü bence oldukça orjinal bir kayıt.Grup toplandıktan kısa bir süre sonra bu promo kaydı yapmışlar.Kayıtlar grubun gitaristi Nick Vuckovic'in stüdyosu Immortal Arts'da yapılmış.Son derece sağlam bir altyapı ve bunun üzerine gitarlar cuk diye oturmuş.Eğer elemanlar aynı özenle ve hırsla devam ederlerse isimlerini ilerde sıkça duyarız.Bu kayıtta toplam 8 parça bulunuyor.Bütün parçalar favorim.Ancak giriş parçası "You Will See" biraz daha favorim...

Forces At Work - "Forcilized"

Almanyadan progressive metal diyebileceğim bir grup.Kayıtları 5 parçadan oluşuyor.Parçalarda coşuldukça coşulmuş.Pek çok solo ve atraksiyon bulunuyor.Çok yetenekli gençlerden oluşan grup açıkçası pek bana hitap etmiyor.Ancak bol atraksiyonlu müzik üzerine sert denilebilecek bir vokalle oluşturulan bu müziği dinlemek isteyenler atlasınlar hemen...

Withering - "Gospel Of Madness" - Warhorse Rec.

Orta hızda giden gitar ve davula katılan güzel melodiler.İlk etapta bu şekilde tanımlayabileceğim grup cidden yaptıkları müziğin hakkını veriyorlar.Fazla kasılmadan atılan riflerin üzerine derin bir brutal vokal bu kadar güzel oturtulabilir.Ayrıca belirtmek gerekirki tonlama,miksaj çok sağlam olmuş.Kapak tasarımı alışılageldik,ancak güzel.Bazı kısımlar Amorphis'in ilk zamanlarını anımsattı bana.Two Suns parçası favorilerimden...

http://www.withering.org/

Torture Wheel - "Crushed Under" - Firedoom Music

Torture Wheel 2002 yılında Amerikalı E.M.Hearts'ın gerçekleştirdiği tek kişilik projesi. Bu albümde bütün enstrümanları ,miksajı,düzenlemeleri kendisi yapmış. Bu zamana kadar pek çok projede yer almış. 2 split ve 1 Ep'nin ardından 2005 başında piyasaya bu albümle geri döndü. Dinlediğim en yavaş doom kaydı sanırım. Yaptığı daha çok fon müziği yada efektler topluluğu diyebilirm. Gitar bütün soundu kaplamış ve klavyede çok yoğun kullanılmış.albümde birbirinden uzun 4 parça bulunuyor.İlginizi çekerse bir göz atın...


12 Ağustos 2008 Salı

Axel Rudi Pell - "Mystica" - 2006

Bu insanı nedense çok kişi bilmiyor (yada ben öyle zannediyorum). Kendisi pek çok gitarist gibi albümler yayınlamıştır ve kendisine sihirbaz lakabı takılmıştır (tabi bunda, çıkardığı mükemmel ötesi "Magic" albümünün de katkısı olduğunu unutmamak lazım) Her albümünde kendisini çok ön plana çıkarmadan güzel parçalar yazar ve hiç bir elemanını geride bırakmaz. Onun için bir albüm vardır ve bu albüm iyi olmalıdır. Tamam bir gitarist albümü ancak öyle şeyler dinliyorumki "yahu yeter ne solo attın be" diye tepkilerde şart oluyor.
Yine her albümünde yaptığı üzere albüm ismiyle aynı olan bir parça ve oldukça güzel bir riff. Tabi parçada oldukça uzun. Bunu sürekli yapıyor Axel Rudi Pell. Sound itibariyle oldukça oturumuş gitar sololarıyla bezeli bir albüm. Farklı hiç birşeyle karşılaşmıyoruz. Vokalin performansı dikkat çekici...
Gitar çalan ve kendine yeni dünyanın kapılarını açmak isteyen bu herife bir kulak versin bence.

Manowar - "Gods Of War" - 2007

İşte hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkan bir manowar albümü... Tam da zamanında çıktı aslında ; beni şöyle bir silkeledi ve kendime getirdi. Albümün ismine baktığımda aşağı yukarı nasıl bir şeyle karşılaşacağımı biliyordum. Ancak yine de yeni birşeyler bekliyordum ve artık Manowar daha nası gaz bir parça yapabilir diye de düşünmüyor değildim açıkçası. Bu çalışmaya şöyle bir baktığımızda "Triumph Of Steel" dönemlerinden kopmuş gelmiş hissi veriyor. Gerçekten Manowar "Louder Than Hell" sonrası daha öteye gitmeyi bırakıp gerilere ve eski havasına dönmeye başlamıştı. Fanlarını daha çok memnunmu eder yada dahamı soğutur bilinmez...


Parçaların ismine şöyle bir göz attığımızda konsept bir albümle karşı karşıya olduğunuzu anlarsınız. Her noktasında sizi bir savaşçı havasına sokuyor. Her noktasında kahramanlık akıyor albümün. Size yeterince güç verecektir. Tabi bu noktada Manowar sevmeyen insanlar için mutlaka hiç bir anlam ifade etemeyecektir bu satırlar.


Albümün akışı oldukça güzel ve klasik müzik etkileri daha da yoğunlaşmış durumda. Bazı yerlerde "ee tamam artık parçaya girin" demenizde oldukça muhtemeldir ve sanırım Manowar son albümlerinde daha akılda kalıcı parçalar yerine daha sanatsal açıdan yüksek, karmaşık ancak bir o kadarda basit lirikler üzerinde inşa edilmiş bir albüm ortaya çıkarmaya çalışmış.
Gözüme çarpan diğer bir noktada; nedense bas gitar çok ön planda değil bu sefer. Tamam duyabiliyoruz ama eski Manowar albümlerini şöyle bir hatırlıyorumda...


Söyleyeceğim bir çok şey vardı aklımda... Hepsini toparlayıp burada yazıya dökemedim bi türlü... Manowar sevenler albümü zaten edinmişlerdir aslında. Satın alıp arşive konulabilecek güzel bir çalışma. Tavsiye ediyorum.

Firewind - "Allegiance" - 2006


Century Media! dan bize sunulan güzel ve kendisini kanıtlamış bir heavy metal grubu. Soundu itibariyle oldukça dolu dolu bir albüm szileri bekliyor. Vokalistin performansı dikkat çekici. Tamam belki çığlıklar atmıyor, değişik atraksiyonlar yapmıyor... Ancak Parçaların genel yapısını bozmadan akıcı bir şekilde eşlik ediyor ve beni bazı noktalarda acayip gaza getirdi diyebilirim. Albümün gidişatı ve parça sıralamasıda mükemmel bence. Profesynelce hazırlanmış kapak-iç tasarım konsptle uyumluluk gösteriyor. Albümde iki tanede Japonya için özel parçalar bulunuyor. Tabi bunları dinleme şansına erişmedim :)

Bu albümü klasik heavy metal dinleyicilerine tavsiye ederim. Pişman olayacaksınız, emin olun...

Dream Evil – “United” – 2006

FIRE, BATTLE IN METAL … Yoğun bir heavy metal soundu ve sonuna kadar gaz bir albüm. Yeni dönemde çıkmış olan heavy metal gruplarından en çok bana Manowar’ı hatırlatan bir grup. Ancak bu noktada yanlış anlaşılmak istemem. Grubun sadece sözleri Manowar’umsu geri kalan kısmı ise Judas Priest diyebilirim. Vokalist elemanın performansı çok iyi ve Dream Evil’ı alıp götürüyor. Yer yer giren melodik kısımlar ve gaz rifler insanı coşturmaya yetiyor. Ortada içi boş bir müzik yok ve bana inanın bu grup iyi. Kendilerini ilk başta youtube izlemiştim ve açıkçası çokta ilgimi çekmemişti. Albümü edindikten sonra anladım ki üzerinde çalışılmış ve övgüyü hak eden bir grup. Çokta fazla anlatmama lüzum yok. Youtube’da direk Dream Evil yazın ve izleyin. Bununlada yetinmeyip albümü alın. Bana inanın pişman olmazsınız…

Gates Of Eternity – “A New Level” - 2006

Gates Of Eternity’den daha ilk demo soğumadan yeni bir demo daha. Daha sağlam bir kayıt ve daha oturmuş parçalar. İlk demodan “Volcano” parçası tekrar kaydedilmiş. Ancak neden böyle bişey yapmışlar bilemiyorum. Çünkü demodaki diğer parçaların yanında oldukça basit ve tek düze kalıyor bence. İlk 3 parça için ne desem boş aslında. Her şekliyle iyi düşünülmüş ve insanı acayip gaza getiren parçalar. Çok mükemmel kotarılmış geçişler, hayvani ötesi bir vokal (Seçkin bu arada kendini acayip geliştirmiş) melodik death metal riffleri ve güzel sololar. Bir demodan beklenen her şey ve biraz daha üstü var. Abarttığımı düşünmeyin sakın. Bana hak vereceksiniz.


Grupta gördüğüm en büyük değişiklik, melodik yapıya daha çok ağırlık verilmiş ve (çoğu grubun yaptığı gibi) sertlikten öte kaliteli parça yapmaya yönelmişler. Müzikaliteleri artmış.


Sound “Dark Tranquillity” ve “In Flames” arası bir yere oturmuş ve bence “DT” ye daha yakın.


Demoda gördüğüm kötü noktalar ise davulun biraz uyumsuz kalması. Gereksiz twinlerle parçayı birbirine katıyor bazı yerlerde. Sanırım yeni kayıtlarda bu sorun aşılır. Zaten ne olursa olsun parçaların genel yapısını bozmamış.


Tekrar söylüyorum bu gruba sahip çıkın. Daha iyi noktalara gelecekler. “A New Level” bunu kanıtlayan bir çalışma. Favori parçam “Hero Of The Lands”

Jorn Lande - "The Duke" - 2006

İlk dinlediğimde açıkçası pek hoşuma gitmedi. Ancak nolduysa ikinci kez dinlemey çalıştığımda giren rifler beni oldukça etkiledi. Gümbür gümbür tonlarda Hard Rock çizgisine yakın bir müzik icra eden Jorn abimiz albümde döktürmüş. Sesini nedense acayip derecede Dio' ya benzetiyorum. Söyleyiş tarzıda benziyor. Jorn Lande solo kariyerinde sağlam ilerliyor, her albümde biraz daha ileriye bir adım atıyor. Albüm kapağıda oldukça karizmatik olmuş. Her nekedar hakkında çok acayip!!! şeyler söylensede bu adamı seviyorum. Beğendiğim albümlerden bir taneside bu. Hadi bakalım...

Vader - "Impressions In Blood" - 2006

İşte bu. Kulaklarımızın pasını sağolsun Vader sildi. Güzel, insanı alıp götüren bir intro, ardından orta tempoda giren gitarlar ve Vader... Yeni dinleyen birisi için tam 12' den vurabilecek bir albüm. Müziklerinden hiç ödün vermeden ve soundu daha da geliştirerek insanın kanına giriyor ve beynini ele geçiriyor. Bu albümü alın dinleyin. Eminim pişman olmazsınız. Eski davulcuları maalesef yok ama (o konuya hiç girmeyelim isterseniz) ne olursa olsun Vader yinede Vader... Kısa ve öz...